.
7 Şubat'ta prömiyerini yapan ve gösterime çıktığı birinci günden bu yana kapalı gişe oynayan, bilet bulmanın çok güç olduğu Alice son vakitlerde Türkiye'de izlediğim etkileyici müzikal. Günümüz teknolojisinin çok yeterli kullanıldığı, sahnenin daima yeni bir boyut kazandığı müzikal, kolay kolay sahne değiştirebilecek üzere görünmüyor. Daima sorulan, “ne vakit bu yakaya geleceksiniz”, “İzmir'de temsiliniz olacak mı” sorularına karşılık vermekte zorlanması olağan. Bu nedenle Kuvvetli Performans Sanatları Sahnesi'nde izlemenin yollarını bulmanız gerekecek. 🙂 Bu sene olmazsa, gelecek dönem var. Merak etmeyin, kesinlikle izleme fırsatı bulabileceğiniz bir gün gelecek.
Alice Müzikali'nin tanıtım görüntülerinden anımsarsınız, “Kimsin sen?” yahut “Ben kimim?” soruları ile karşılaşırız daima. Hangisi gerçek, hangisi sanal? Alice, kendini yaşadığı hayatın içerisine sıkışmış hisseder ve bir gün yeniden annesi ve babası ile tartışmalı olarak kalktığı kahvaltı sofrasından hayal kırıklığı içerisinde odasına masraf. Evvel en büyük dostu olan müziğe, ukulelesine sarılır. Akabinde bir taşınabilir uygulamanın daveti ile karşılaşır ve tavşan deliğinden geçerek sanal dünyada gezintiye çıkar.
Kendini fantastik bir dünyanın içinde bulan ve “ben kimim?” sorusuna karşılık arayan Alice, burada hamaseti ile sınanır, dehşetleri ile yüzleşir, istekleri ile karşılaşır.
İçgüdülerine kulak vermeyi öğrenen; ne istediğini ve neyi katiyetle istemediğini yaşadığı tecrübeler sayesinde bulan Alice, bir yandan da Tavşan'ın bilmecelerini karşılıklar ve yeri gelir herkesin endişeli düşü olan Kraliçe'ye baş meblağ. Kelamın özü, Alice, Mükemmeller Diyarı'nda kendini bulacak olan bildiğimiz Alice.
Sahneleme olarak Türkiye koşulları için pek çok yeniliği barındıran, günümüz teknolojilerini çok yerinde kullanan; Direktör Serdar Biliş’in ustalığı ve Beyhan Murphy'nin dehası ile gerçek bir şölene dönüşen koreografisi ile gözünüzü kırpmadan izleyebileceğiniz Alice'in tek bir yıldızı yok.
Alice'i canlandıran Serenay Sarıkaya, Tavşan rolündeki Enis Arıkan, Kedi rolündeki Merve Dizdar, Kraliçe rolündeki Ezgi Mola, Kral İbrahim Selim ve Şapkacı Şükrü Özyıldız'ın yanı sıra diyalogları olmamasına karşın jest ve mimikleri ile sahnenin her bir noktasının tozunu attıran dans takımının de oyunculuk maharetlerine şahitlik ediyoruz.
Alice'i canlandıran Serenay Sarıkaya, Çağdaş Dans Topluluğu İstanbul üzere pek çok yeteneği barındıran dans topluluklarında yer alan çok yetenekli profesyonel dansçılara ahengi muhakkak bozmadan eşlik ediyor, daha evvel Güldestan ve Seyahatname üzere mükemmel koreografilere imza atan Beyhan Murphy’nin koreografisini muvaffakiyetle uyguluyor. Hem çalan, hem söyleyen, bir yandan da dans eden Serenay'ın hakkını mutlaka ona vermemiz lazım… Başarısı tesadüf değil. Ne kadar çalıştığını, ne kadar emek verdiğini görebiliyorsunuz.
Enis Arıkan, şakacı tavşanımız. Tavşanın ruhunu üzerine giydiğini müzikal boyunca görüyorsunuz. Bizi karşılayan o. Alice'e de seyahati boyunca eşlik ediyor, yer yer onu yarı yolda bıraksa da gerektiğinde ona art çıkmasını biliyor. Cast manasında da Arıkan, tavşan rolü için biçilmiş kaftan, mükemmel bir seçim. Bu manada üretimcileri kutlamak gerekiyor.
Etrafına dehşet salarak tacını koruyan Kraliçe (Ezgi Mola), Tavşan'dan sonra müzikalin en renkli karakterlerinden. Alice; hamaseti, güzelliği, hayatın kendisini, özgür ruhu ve sanatın uygunlaştırıcı gücünü içgüdüleri ile öğrenen İYİ'yi temsil ediyorsa, Kraliçe ise tüm bunların karşısında duran, işleri zorlaştıran, keyfi kararları, diktatörlüğü ile etrafına zulümden öbür bir şey vermeyen KÖTÜ'nün ta kendisi. Fakat bir müzikalde bir makûs ne kadar makûs kalabilir ki? Elbette Kraliçe de birden fazla vakit bizi kahkahalara boğmayı başarıyor. Bir vakit sonra ise Kraliçe de karanlık taraftan Alice'in dünyasına adım atmayı öğreniyor.
Kraliçe'nin çabucak akabinde Kral geliyor. Kral'ı canlandıran İbrahim Selim ve Ezgi Mola'nın sahnede olağanüstü bir ahenk yakaladığını görüyoruz. Kraliçe'ye olan aşkı nedeniyle ezilen, şahsî olarak kendini yetersiz hissetmesi nedeniyle Kraliçe’nin kelamından çıkamayan Kral'ın ruhundaki çocuk da bizi yakalıyor ve Kral'ı da çok kısa müddette kendi ortamıza alıyoruz. Ona KÖTÜ'yü yakıştıramıyoruz.
Sıra geliyor Alice'in hayallerini süsleyen Kazanova cazibeli Şapkacı'ya.
Şükrü Özyıldız, Alice ile birlikte olduğu sahnelerde dansları, jestleri ile sahnede parlıyor. Gözümüz bir Serenay'a, bir Şükrü Özyıldız'a kayıyor.
Game of Thrones'taki Arya Stark karakterine benzerliği ile dikkatleri üzerine çeken Merve Dizdar ise, müzikalde Kedi'yi canlandırıyor. Müzikal boyunca kediliği elden bırakmayan Merve Dizdar, daha fazla izleme fırsatımız olursa çok sevineceğimiz oyunculardan biri olacak üzere görünüyor ve ismi hafızalarımıza yazılıyor.
Lewis Carroll ismi ile bildiğimiz Charles Lutwidge Dodgson tarafından 1865 yılında yazılmış ve İngiltere'den çıkarak tüm dünyayı tesiri altına almış, kitaplarından sonra pek çok sinemaya, müzikale husus olmuş Alice'in Mükemmeller Diyarı Maceraları'nın (Alice's Adventures in Wonderland) izlediğimiz bu versiyonu, birebir vakitte ustalıkla yerelleştirilmiş bir versiyon.
Alice, tek bir kuşağı değil, birçok kuşağı bir ortada kucaklayabilmiş Zeki Müren, Ajda Pekkan üzere kıymetlerimize yer veriyor, kendi kültürümüzden aşina olduğumuz diyalogları ile yabancılaşmamızı önlüyor ve sonunda günümüzün, “yahu işte bizim Alice'in” maceraları oluyor. Alice'in metin uyarlamalarını yapan ve yerelleştirmenin dozunu âlâ ayarlayan Aylin Alıveren ve Murat Uyurkulak'ı ayrıca kutlamak gerekiyor.
Bu dönem olamasa da gelecek dönemde kesinlikle izlenmesi gereken şovlardan biri olarak not düşmenizi tavsiye edeceğimiz Alice, gerçek bir takım çalışması. Sözlerimize son verirken onların ismini geçirmezsek olmaz.
Daha evvel Güldestan, Kozalar, Martı, Dilek Tramvayı, Onikinci Gece, Katil Joe ve bunun üzere pek çok mükemmel oyunda, şovda imzası olan, yetenekleri ile beni her vakit hayranlık içinde bırakan isimlerin bir ortaya geldiği Alice, az evvel ismi geçen oyunlar ve şovlardaki üzere, grup çalışmasının başarısı. Örneğin sahnedeki herkesin birbiri ile etkileşimde kalması, başrolden en art plandaki dansçıya kadar oyuncuların birbiri ile buluşabilmesi için sahnede kurulan oyunlardan biriyle Alice’te de karşılaşıyoruz. Alice’te, tıpkı Martı oyununun plaj sahnesinde olduğu üzere takımı buluşturan bir top var ve herkes en azından bir kez bu topu kucaklıyor. İşte bu nedenle Alice’i yalnızca Serenay ya da Enis Arıkan olarak değil, Alice grubu olarak anıyoruz.
Umarız daha uzun mühletler boyunca bu takımda yer alan bireylerin işlerini görmeye devam eder, başarılarına şahitlik ederiz.
İzleme fırsatınız olursa size şimdiden keyifli seyirler diliyorum… Hoşçakalın.
ALICE Müzikali
Oyuncular: Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Enis Arıkan, Şükrü Özyıldız, İbrahim Selim, Merve Dizdar
Direktör: Serdar Biliş (Pürtelaş Tiyatro)
Metin Uyarlaması: Aylin Alıveren, Murat Uyurkulak
Müzik: Tuluğ Tırpan
Koreograf: Beyhan Murphy
Metin: Aylin Alıveren, Murat Uyurkulak
Üretimci: BKM, GÜÇLÜ PSM, ID
Proje İmalcisi: Nisan Ceren Göknel
Yaratıcı Üretimci: Ayşe Barım
Sahne Tasarım: Gamze Kuş Orçin
Kostüm Tasarım: Ayşegül Alev
Işık Tasarım: Cem Yılmazer
Multimedya Tasarım ve Yapım: Illusionist
“Duy Beni” ve “Kuzey Yıldızı” Müzikleri Kelam ve Müzik: Nil Karaibrahimgil
